Ve Özgürlük, Julie İçin Kabullenmekle Başlar

Şeyma Tecer
4 min readNov 28, 2021

Freud diyor ki; “İtiraf edilmemiş hiçbir his asla ölmez.” İsmet Özel kendince şöyle açıklamış bu durumu: “Neyi bastırdıysan göğsüne, göğsünü soludukça büyüyen O‘dur.” Cahit Zarifoğlu’nun duyguları bastırmak üzerine olan “Hiç bastırma kendini, baskılama. Çünkü insan bastırdığı duygunun esiri olur.” sözü de diğerlerini destekler nitelikte.

Bir piskanalist ve iki şairin sözlerini; acısından kaçan, onu görmezden gelen bir kadının, yaşadıklarını kabullenmesiyle başlayan özgürleşme hikayesini izlerken daha net anlayabiliriz.

Mavi: Krzysztof Kieślowski’nin Üç Renk üçlemesinin ilk filmi. Diğer filmler ise Beyaz ve Kırmızı. Bu 3 renk Fransa bayrağının renklerini oluşturuyor. Üç filmin temasını bu renklerin anlamları oluşturuyor. Üç rengin anlamları sırasıyla “özgürlük, eşitlik, kardeşlik.”

Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik kavramlarını yönetmenin direkt aklımıza geldiği haliyle işlemesini bekleyemezdik zaten. Hümanist bir sanatçı olan yönetmen hepsine apayrı anlamlar yüklemiş. Bu yazımda Mavi filmiyle özgürlüğe yüklediği anlamı aktarabilmeyi umuyorum.

Mavi’yi ve ana teması olan özgürlüğü nasıl işlediğini anlamak için hikayeye bir bakalım.

Julie, eşi ve küçük kızının olduğu araç, yol kenarındaki bir ağaca çarparak kaza yapar. Ağaç arketipi aileyi temsil eder. Yol kenarında kazayı farkeden bir çocuğun kaza yerine koşuşuyla sahne biter.

Daha sonra gözlerimizi hastanede açarız. Julie, eşi ve çocuğunu kaybettiğini öğrenir. Ünlü bir besteci olan eşinin ve çocuğunun cenazesini televizyondan seyretmekle yetinir. Bu süreçte Julie hiç ağlamaz ya da gözle görülür bir tepki vermez. Ancak bir süre sonra çalışanların dikkatini dağıtarak ilaçların olduğu kısma giderek intihar etmeyi dener ancak yapamaz. Julie’nin istediği acılarının son bulmasıdır ancak bu sandığı kadar kolay olmayacaktır.

Hastaneden çıktıktan sonra evine dönen Julie evdeki her şey ve herkesle bütün bağını koparmak için eşyaları satar, ona aşık olan Olivier’le vedalaşır. Kızının henüz yiyemediği şekerini yer. Arkasında hiçbir şey bırakmaz, yanına aldığı ve geçmişle arasındaki tek bağ olan mavi avizeyle evden ayrılır. Evden ayrılırken hizmetçisi Mane’nin sözleri Julie’nin durumunu özetler niteliktedir.

Julie için içinde bulunduğu bu kriz durumunun ilk baştaki şok evresinden sonra bir tepki vermesiyle, devamında yaşadığı olayı yeniden işlemlemesi ve kabullenmesiyle sonuçlanması gerekirken Julie yaşadığı olayı bastırmaya ve görmezden gelmeye devam ediyordur.

Mavi filminin en ikonik sahnelerinden biri olan bu sahnede Julie ellerini duvara sürterek yaralar. Bu sahneyle Julie’nin kendisine zarar vermesi ve yaşadığı bu acıyla içsel acısına olan dikkatini vücudundaki bu sızıya yönlendirmek istediğini görürüz.

Daha sonra eşinin uzun zamandır üzerinde çalıştığı konçertoyu çöp arabasına atar. Geçmişle tamamen bağını kopardığını hissettiğinde kendisine içinde duygusal bağlar olmayan yeni bir hayat kurmak ister. Çünkü hayatına alacağı yeni insanların ve onlarla kuracağı bağın ona yeni bir acı yaşatacağını düşünür. Yeni bir ilişkinin ve dostlukların birer tuzak olduğunu düşünür. Hatta kaza anına şahit olan çocuğun getirdiği, eşinin ona hediye ettiği kolyeyi dahi kabul etmez.

“Ama gerçek inatçıdır. Saklandığın yer su geçirmez değildir. Yaşam, dışardan sızar içeri. Ve tepki vermek zorunda kalırsın.” (Ingmar Bergman-Persona)

Yeni bir eve taşınır ve orada bir arkadaş edinir. Olivier peşini bırakmaz ve onu bulur. Ayrıca gittiği kafenin hemen karşısında flüt çalan adam kafasındaki besteyi çalıyordur.

(Tüm bu süreci Julie’nin bakış açısından vermeye çalışan yönetmenin hassasiyetini anlamak için bu videoyu izlemenin önemli olacağını düşünüyorum)

Yaşamın hayatına sızmasına engel olamayan Julie için olaylar evindeki farelerden kurtulmak için komşusunun yardımını alması, Olivier’in programa çıkarak Julie’nin eşinin tamamlanmayan konçertosunu tamamlamak istediğini söylemesi ve eşinin onu aldattığını öğrenmesiyle gelişir.

Julie’nin çöpe attığı konçertonun kopyasının olması ve kaçtığı her şeyin bastırmaya çalıştıkça su yüzüne çıkması onu geçmişiyle yüzleşmeye zorlar. Eşinin sevgilisinin bir bebek beklediğini öğrenir. Ve bu haberle birlikte Julie, yeni bir yaşama gebedir artık.

Film boyunca kafasının içinde susturamadığı konçertosunu yazmaya başlamak ve Olivier ile olan ilişkisine izin vermekle yeni bir hayatın kapılarını aralar.

Ve özgürlük, Julie için kabullenmekle başlar.

--

--